Türk akademisyen eczacılık mesleğini üretimleriyle uzaya taşımayı hedefliyor

Türk akademisyen eczacılık mesleğini üretimleriyle uzaya taşımayı hedefliyor

GÜNDEM 10.07.2025 14:32:39 37 0
Türk akademisyen eczacılık mesleğini üretimleriyle uzaya taşımayı hedefliyor

İSTANBUL (AA) - Halk sağlığı hizmeti olarak insanlık tarihi kadar uzun geçmişe sahip en eski meslek gruplarından eczacılık, geçmişten bugüne teknolojinin gelişmesi ve bilgiye erişimin yaygınlaşmasıyla geleneksel tedavi yöntemlerini modern tıp uygulamalarına taşıdı.

Hemen her meslek grubu gibi dünyadaki değişimler ve yeni yaklaşımlarla sorumlulukları artan, yaşam boyu öğrendikleriyle toplumun sağlıklı yaşam ihtiyaçlarına karşılık vermeye gayret eden eczacılar, hayatlarına çoğunlukla serbest olarak devam etse de akademik alanda ve ilaç sanayisinde aktif rol alan birçok eczacı bulunuyor.

Biruni Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Değim de çocukluk tutkusuyla ve mesleki birikimiyle klasik eczacılık anlayışını uzaya taşımak için çalışmalar yapıyor.

İlk önce kendisine yönelttiği "Yer çekimsiz ortamda göz damlası kullanılabilir mi?", "Uzayda, susuz ortamda şampuan kullanmak mümkün mü?" ve "Radyasyon önleyici krem yapılabilir mi?" sorularına yanıt aramak için öğrencileriyle akademik çalışmalar yapan Değim, Türkiye'yi uzay ve hava eczacılığıyla tanıştıran isimler arasında yer alıyor.

AA muhabiri ile uzay ve hava eczacılığı konusundaki çalışmalarını anlatan Değim, insanların yaşadığı ortamda sağlık sorunlarıyla ilgili mutlaka bir tedaviye ve ilaç kullanımına ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Prof. Dr. Değim, insanların uzaya gitmesi, orada daha uzun süre kalmaya başlaması ve "Mars'a seyahat" konusunun gündeme gelmesiyle eczacılığın uzaya taşınmasının gerekliliğinin ön plana çıktığını dile getirerek, "Çünkü uzayda insanların başına dünyadakinden daha fazla olay geliyor. Basınçla ilgili problemler gibi, psikolojik problemler gibi, ışığa ve radyasyona daha fazla maruz kalmak gibi, yer çekiminin olmaması nedeniyle yaşadığı kas ve iskelet problemleri gibi şeyler yaşayabiliyor. O zaman uzaydaki insanların daha fazla ilaç kullanmaya ihtiyacı var, soru tam da burada geliyor. Hangi ilaçları kullanacağız? Çünkü dünyada ilacımız olmadığı zaman bir başka eczaneye kadar gidip ilacı almak mümkün ama uzay aracının içinde elinizde ne varsa onu kullanmanız lazım. Dolayısıyla orada doğru ilacın olması lazım, orada doğru dozda kullanmamız lazım." diye konuştu.

Uzayda insan fizyolojisi ve metabolizmanın değiştiğine dikkati çeken Değim, "Sadece uzayda değil, uçak yolculuklarında da artık eskisine göre daha uzun süre uçaklarda kalıyoruz. Uçaklar 10 bin fitte atmosferin üst tabakalarında seyahat ediyor. Orada dünyanın koruyucu katmanından çıkmış oluyoruz. Dolayısıyla daha fazla x ışını geliyor, daha fazla radyasyon alıyoruz, daha fazla basınç azlığına maruz kalıyoruz. Bütün bunları düzeltmek için ilaç kullanmaya ve bunlar için yeni formülasyonlar geliştirmeye ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Değim, 1942 yılında şehit olan amcası havacı teğmen Mehmet Ali Değim'in kol saatinin ilkokul yıllarında kendisine verildiğini, hava ve uzay tutkusunun o dönemde başladığını anlattı.

Değim, "Hava ve uzaya çok meraklı bir kişi olduğum için bu tutkumu mesleğimle birleştirebileceğimi fark ettim. Dünyada ilk kez 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında Biruni Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde 'Hava ve Uzay Eczacılığı' diye seçmeli ders açma şansımız oldu. Öğrencilerimizle inanılmaz keyifli ders işliyoruz ve geleceğe projeksiyon tutmaya çalışıyoruz." dedi.

Uzayda göz damlası kullanımı için geliştirilen cihaz için patent başvurusu

Uzay konusundaki teorik çalışmaları pratiğe aktarma konusunda önemli bir sorunu aşmaya çalıştığını dile getiren Değim, Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesinin (NASA) imkan ve olanaklarına dikkati çekti.

Prof. Dr. Değim, NASA'nın dünyada bu alanda önde gelen kurumlar arasında yer aldığının altını çizerek, "Johnson Space Center'da hem dünyanın ilk uzay eczacısı ünvanını almış kişiler hem de orada geliştirilen laboratuvarda uzay ortamını simüle eden cihazlar ve odalar var. Ben de çalışmalarımı onlarla beraber yapmaya çalışıyorum. Henüz gerçekleştirdiğimiz bir proje yok, kontak kurma aşamasındayız." diye konuştu.

Türkiye'de de ABD'deki çalışma ortamına yakın alanlar hazırlamaya gayret ettiklerine işaret eden Değim, aynı zamanda ortaya konulacak projeler doğrultusunda NASA'nın oluşturduğu alanlardan da yararlanmak istediklerini söyledi.

Söz konusu alanın oluşturulması noktasında başta Türkiye Uzay Ajansı (TUA) olmak üzere daha önce birçok kurumla görüşme yaptığını aktaran Değim, "(TUA'nın) Eski başkanı ile görüşmüştüm, beraber çalışmalarımız vardı. Yeni başkanla henüz görüşme fırsatım olmadı. TÜBİTAK ve üniversiteyle beraber böyle bir çalışma yapma arzumuz, hedefimiz var. İlaçlar için özellikle kendi mesleğimle ilgili uzay ortamını simüle eden üç boyutlu, yer çekimsizlik, basınçsızlık ortamı sağlayan sistemler var. Bu konuda girişimlerim mevcut." bilgisini verdi.

Uzay eczacılığı konusunda geliştirilen cihazlara ilişkin de bilgi veren Değim, şöyle devam etti:

"Benim öğrencilerimle yaptığım bir patent başvurusu 'uzayda göz damlası damlatmaya yarayan' aparatla ilişkili. Şöyle söyleyeyim: Dünyada gözümüze bir damla damlatmak için yer çekiminden yararlanıyoruz. Uzanıp gözümüze yukarıdan damlayı bırakıyoruz, damla yer çekimiyle gözümüze geliyor. Ama bunu uzayda uygulayamazsınız. Çünkü uzayda yer çekimi yok. Dolayısıyla bunu düşünüp bir cihaz geliştirdik ve şu anda patent kurumunda incelemede. Uzayda gözünüze doğru küçük bir fırlatma hareketi yapan, göz damlası damlatma cihazı. Düşünüp dünyadaki olayları, meslek bilgimizi bir araya getirip bir yaklaşımda bulunmaya çalışıyoruz."

Prof. Dr. Değim, uzay eczacılığı kavramının ilk defa 2003 yılında ABD tarafından dillendirildiğini, Türkiye'de bu alandaki çalışmaların 2018 yılında başladığını kaydetti.

Kendisinin de uzaya gitmeyi hayal ettiğini aktaran Değim, "Özellikle ben bir şeyi daha başlatmak istiyorum. Bu da dünyada bir ilk oldu, o da uzay kozmetikleri. Alper Gezeravcı uzaya gittiğinde normalde bir insanın haftada bir iki kere saçını yıkama ihtiyacı var. Bu Gezeravcı'da da vardı. Ama uzay aracının içinde banyo imkanı yoktu. Bizim kuru şampuanlar, özellikle deprem zamanında su olmadığı zaman insanların kullanması için geliştirdiğimiz, beraber çalıştığımız şeyler var. Onları çok kolay uzaya da uygulayabiliriz. Böyle bir çalışmamız da var." dedi.

Değim, yakın bir gelecekte normal insanların da uzaya çıkabileceğini, bu konuda çalışmalar yapıldığını vurguladı.

Onların yanına hayalinde küçük bir kozmetik çantası koyduğunu dile getiren Değim, radyasyondan önleyici kremi olan, göz damlası ve kuru şampuanı olan bir çanta düşlediğini anlattı.

Dünyadan uzaya ilaç çıkarmanın maliyetli olduğundan bahseden Değim, "Bütün yer çekimini yenip uzaya bir litre su çıkarmak bile çok pahalı. Bazı ilaçları uzayda yapabilmek, uzay insanlarının kendilerine göre ihtiyaçları olan ilaçları orada yapabileceği bir şey hayalimde de var. Belirli ilaçlar içeren ama formülasyonunun uzayda yapıldığı günler gelecek, bunu göreceğiz. Bu konuya öncü olmak isterim." diye konuştu.

"Dalış sonrası 6 ila 12 saat içerisinde uçağa binmemeniz gerektiğini size söyleyen olmuş muydu?"

Biruni Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Tuncer Değim, uzay eczacılığı konusunun üniversitenin müfredatına eklenmesinin öğrencilerin hayal dünyasını şekillendirdiğini anlattı.

Bu konuda olumlu dönüşlerin yanı sıra çeşitli topluluklar ve üniversitelerden davetler aldığını aktaran Değim, "Bütün meslekler gibi eczacılıkta kendi çapında bir evrim geçiriyor. Bunun içinde bence hava ve uzay eczacılığı çok önemli bir yer tutuyor." diye konuştu.

Üniversitedeki müfredatta "Hava ve uzay eczacılığı nedir?" konusunun öğrencilere anlatıldığının altını çizen Değim, şu ifadeleri kullandı:

"Özellikle tüplü dalış yaptıktan sonra indiğiniz derinliğe bağlı olarak 6 ila 12 saat içerisinde uçağa binmemeniz gerektiğini şimdiye kadar size söyleyen olmuş muydu? Bu bilgi benim dersimi alan öğrencilerde var. Çünkü dalışta kullanılan oksijen tüplerinde vurgun yememeniz için yüksek miktarda azot oluyor. Bunun kanınızdan ve dokularınızdan uzaklaşması için belli bir süreye ihtiyacı var. Eğer o süreyi tanımadan yola çıkarsanız uçakta her ne kadar kabin basınç kontrollü de olsa yaklaşık 10-15 barlık değişimler olabiliyor. Basınç azaldığı zaman gaz dokularınızdan açığa çıkar ve uçakta vurgun yiyebilirsiniz. Özellikle yurt dışına çıkarken hepimiz yanımıza bir antidiyare veya tansiyon ilacımızı almayı isteriz. Çünkü gittiğimiz yerde bunlara çok kolay ulaşamayabiliriz. Antibiyotiğimiz de bunlara dahil olabilir. Dolayısıyla biz bu ilaçları alan kişiye nereye gideceğini ve ne yapacağını sorduğumuz zaman Dubai'ye tüplü dalışa gittiğini bilirsek böyle bir uyarıda bulunabiliriz. Bu bilgi hayati önem kazanır. Çünkü bu işler genellikle seyahatin son zamanına kaldığı için, eğer uçağa binerse 'normalde çok iyi bir insandı, Dubai'de de tüplü dalış da yaptı ama ömrü vefa etmedi.' diyoruz ama aslında uçakta vurgun yemiş olabilir."

Prof. Dr. Değim, uzay ve hava eczacılığı konusunda çok sayıda ortak çalışma teklifi aldığını ve bunları da değerlendirdiklerini sözlerine ekledi.


Muhabir: Kaan Bozdoğan

Haber Kaynak : Anadolu Ajansı

Trump'tan, eski CIA ve FBI direktörlerine açılan soruşturmaya Fox News'ten alıntıyla destek

Alman ihracatçılar, ABD ile "her ne pahasına olursa olsun anlaşması" istemiyor

Gazze'deki manzara Fransız tarihçiyi şok etti: İsrail'in uluslararası basını neden engellediğini anlıyorum

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Bosna Hersek İslam Birliği Başkanı Kavazoviç ile görüştü

Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere görevden uzaklaştırıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 5 yıl önce bugün zincirlerini kırdığımız Ayasofya, inşallah ebediyen özgür kalacak

Tayland’da "Moo Deng" adlı cüce su aygırının birinci yaş günü kutlamasına binlerce kişi katıldı

AB'den Ukrayna'ya desteğe devam mesajı

Kadın Kriket Milli Takımı, ilk kez katıldığı uluslararası turnuvada şampiyon oldu

Perşembe ile Fatsa arasındaki sahil yolu, manzarasıyla sürücülere keyifli rota sunuyor

Fenerbahçe, futbol takımının kalitesini artırmak için çalışıyor

Vanlı aileler DEM Parti binası önündeki "evlat nöbeti"ni sürdürdü

Avusturya Parlamentosu, mesajlaşma uygulamalarının takibini öngören tasarıyı onayladı

Almanya'da polisin göstericilere yönelik orantısız güç kullanması eleştirilerin hedefi oldu

Diyarbakır'da kalp ve akciğer hastası çocuklar için "Pediyatrik ECMO Merkezi" kuruldu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli'yi kabul etti

Fiorentina, Edin Dzeko'yu kadrosuna dahil etti

Merkez Bankası rezervleri 164,4 milyar dolar oldu

"Akademi Giriş Sınavı ve Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi" pazar günü yapılacak

Katılım Finansın Geleceği Türkiye-Malezya İş Forumu başladı

Ukrayna'nın Yeniden İnşası Konferansı Roma'da başladı

LGS sınav sonuçları yarın saat 10.00'da açıklanacak

Dikey Geçiş Sınavı giriş belgeleri erişime açıldı

Maltepe Üniversitesi 2024-2025 mezunlarını törenle uğurladı

Aile hekimliğinde hizmet takip süresi 1 yıla çıkarıldı

Düzenli tarama ve aşı uygulamasıyla HPV tamamen önlenebilir

Yılın ilk yarısında hava yoluyla 108,8 milyon yolcu seyahat etti

Müzisyen Rüçhan Çamay hayatını kaybetti

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Srebrenitsa Soykırımını Uluslararası Düşünme ve Anma Günü programlarına katılacak

ABD'li Büyükelçi Barrack: Tek millet, tek halk, tek ordu, tek Suriye

Yükleniyor

YAZARLAR