Mehmet Ali Sanlıkol, kendi tasarımı "Rönesans 17" enstrümanıyla yeni albümüne imza attı

İSTANBUL (AA) - Sanlıkol, yakın zamanda tanınmış trompet sanatçısı Ingrid Jensen'in de yer aldığı "7 Shades of Melancholia" (Melankolinin Yedi Yonu) adlı son albümünü Dünya plak etiketiyle dijital platformlarda dinleyiciyle buluşturdu.

Albümde, patentini aldığı, kendi icadı olan dijital mikrotonal klavyeli çalgı "Rönesans 17"yi (R17) kullanan sanatçıya akustik basta James Heazlewood-Dale, davul ve gonglarda George Lernis, soprano ve saksofonda Lihi Haruvi-Means eşlik ediyor.

Sanatçının "A Children's Song", "One Melancholic Montuno", "Şedd-i Araban Şarkı", "Hüseyni Jam", "Nikriz Semai", "Buselik" ve "My Blues" parçaları albümde müzikseverlerle buluştu.

Yeni albümüyle "Rönesans 17" enstrümanına ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan usta müzisyen, albümdeki her parçada Türk müziğinden etkiler olduğunu belirterek, "Bazı parçalarda o etkiler çok derinlemesine hissediliyor, bazılarında birazcık daha belki yüzeysel denilebilir. Mesela albümün açılış parçası Muammer Sun'un 'Annemize Türkü' isminde bir çocuk ezgisi esasında. Ama ben onu 5 yaşından beri ne zaman duysam, ne zaman söylesem hep böyle bir içimi hüzün kaplar." dedi.

Mehmet Ali Sanlıkol, albümdeki "Şedd-i Araban Şarkı" ile "Nikriz Semai" parçalarının kendi bestesi olduğunu dile getirerek, şu bilgileri verdi:

"Bunlar direkt makam isimleriyle zaten andığım parçalar. Bunlardaki Türk müziği özellikleri daha derin, daha niteliklidir. Dolayısıyla albümde farklı üsluplar, farklı tavırlarla Türk müziği etkileri olan yedi parça var. Yani Türk müziği etkileri diyoruz da esasında genel olarak bizim tarihimizde de edebiyatımızda da hatta mizahımızda bile neredeyse hep bir hüzün teması, melankoli teması hakim. Belki birkaç bin yıl geriye giden, eski Yunanlıların da konuştuğu hatta yazmaya başladığı bir melankoli var. O yıllardan gelen hüzün temasını Orhan Pamuk da işlemişti. Yani bize, bizim sosyal DNA'mıza sirayet etmiş bir şey."

Son albümünde kendi tasarımı "Rönesans 17" adlı dijital mikrozomal klavyeyi kullanmayı amaçladığını aktaran Sanlıkol, "Onu da 7 parçadan ikisinde kullandım. Daha fazla parçada kullanmayı arzu ediyordum ama kısmet olmadı. Daha ileriki albümlerde kullanacağım. Türk müziği ögeleriyle cazın iç içe geçtiği eserlerimi yan yana koyarak bu albümü oluşturdum. Sonra parçalar birazcık yan yana gelince o hüzün, melankoli temasının kendini ortaya çıkardığını fark ettim ve onun üzerine albüme uzaktan şöyle bir baktım, 'Evet ya, hüznün 7 farklı tonu.' dedim." ifadelerini kullandı.

Sanlıkol, "Rönesans 17"ye dair ise şunları aktardı:

"Ben geleneksel Türk müziklerini, klasik Osmanlı Türk müziğini 25 yaşından itibaren öğrendim. Ama o müziği öğrenmek için de hakikaten ciddi bir zaman ve emek sarf ettim. Adeta caz kariyerimi bir rafa kaldırıp, 10 sene kendimi o işe verdim. Bunu yaparken tabii o müziğin makamlarının inceliklerini öğrendim. Ana enstrümanım piyanoda komalı sesler dediğimiz o lezzetleri çalabilmeyi arzu etmeye başladım. Bu noktada da bir dijital mikrotonal klavye bir çalgının, ek tuşlarla böyle icraları mümkün kılacağını gördüm. Tabii bunu söylemek kolaydı, yapması zordu. 'Bir oktavda 12 tuş var. Ben buna 5 tuş ekleyeceğim.' demek çok kolay. Epey bir süredir bu proje üzerinde uğraşıyorum. Albümde kullandığım Rönesans 17, ilk yaptığımız ahşap prototiptir. Son bir buçuk yıldır 3D yazıcılarla bastığımız prototipleri kullanmaya başladım. Türkiye'de konserlerde de onlardan birini kullanacağım. Enstrüman gün geçtikçe daha da mükemmel hale geliyor."

Birçok müzisyenin bu enstrümanı istediğini ve sorduğunu aktaran Sanlıkol, "Şu anda üretim yapmak için patentini aldım. Ama seri üretim o kadar kolay değil. Ben şu anda bu enstrümanı sahnede çalıyorum ama üretime geçeceksem, insanlar kalkıp parayla satın alacaksa enstrümanın en mükemmel şekilde olmasını isterim. Dolayısıyla az bir zamanımız daha var." diye konuştu.

Mehmet Ali Sanlıkol, son albümünde Boston merkezli başarılı müzisyenlerle çalıştığını ve trompet sanatçısı Ingrid Jensen'la da ilk kez müzik yaptığını belirterek, "Bana göre Ingrid'in trompet tonunun ve icrasının melankolik, daha içe dönük bir sesi var. O yüzden tarzının ve sesinin bu albüme uyacağını düşünmüştüm. Enteresandır Ingrid ile kayıttan iki saat önce tanıştık.Sonra kayıt yaptık. Artık dostluğumuz pekişti ve albüm lansman konserlerinde birlikte olacağız." dedi.

Uzun bir aradan sonra KKTC, Denizli, İzmir, İstanbul ve Bursa'da müzikseverlerle buluşacağını dile getiren sanatçı bunun heyecan verici olduğunu kaydetti.

Sanlıkol, konserlerinde yaza uygun daha enerjik eserlerden oluşan bir repertuvara yer vereceğini ve yine kendi tasarladığı elektronik udu da sahnede kullanacağını anlattı.

Başarılı sanatçı, albümün lansman konserlerini ABD'nin New York ve Boston şehirlerinde eylül ayında gerçekleştireceğini söyledi.

Bir müzisyenin Türk müziği, caz veya başka müziklerde, müzikal gelenekleri içselleştirmesinin zaman alan bir süreç olduğuna dikkati çeken Sanlıkol, şunları kaydetti:

"Ben senelerimi caz müziğine verdim. Aynı zamanda bestecilik ve doktora yaptım. Sonra bir onur meselesi olarak 'Yıllarımı Batı müziğine verdim ama Türk müziğini de layıkıyla öğrenmek lazım.' dedim. O yola çıktım ve 10 sene sürdü. 10 yıl bitti, öğrendim mi? Hayır ama en azından yetkin bir hale gelebildim. Türk müziğini içselleştirdim. Yani öğrenmenin yaşı yok. Dolayısıyla bu kadar farklı müzikleri aynı derecede içselleştirilmiş kişi sayısı çok az. Birden fazla müzik geleneğine hakim olmak, 2-3 ayrı dili iyi konuşmak, gramerine hakim olabilmekten çok farklı değil."

Usta müzisyen, Boston Barok orkestrası için yeni bir eser çalışmasında olduğunu, ayrıca Blue Heron topluluğu ile de gelecek ay yayınlamayı planladığı albümde, Türkçe sözlü, 17. asırdan Ali Ufki'nin bir şiiriyle Bektaşi dervişi Edip Harabi'nin bir devriyesini bestelediğini sözlerine ekledi.

25. Uluslararası Mağusa Kültür ve Sanat Festivali ve 5. Denizli Caz Festivali'nde sahne alan Mehmet Ali Sanlıkol, yarın Urla Caz Festivali'nin 7. edisyonunda, 16 Temmuz'da 32. İstanbul Caz Festivali'nde ve 18 Temmuz'da 63. Uluslararası Bursa Festivali'nde konser verecek.

Muhabir: Aişe Hümeyra Akgün