İSTANBUL (AA) - Gerçek ismi Ali Nurullah Ata olan yazar, 21 Ağustos 1898'de İstanbul Beylerbeyi'nde Mehmet Ataullah Mefhari ile Maraşlı Kısakürekler ailesinden Münire Hanım'ın en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi.
Ataç'ın Halep doğumlu olan babası Mefhari, Hammer Purgstall'den 10 ciltlik "Devlet-i Osmaniye Tarihi"ni kaleme aldı, Paul de Kock'tan "Üç Fistanlı Kız" ve Bernardin de Saint Pierre'den "Paul ile Virginie"yi çevirdi.
Nurullah Ataç'ın ağabeyi Galip Ataç da Claude Bernard'ın "Tıpta Tecrübe Usulünün Tetkikine Giriş", Valery Radot'un "Pasteur'ün Hayatı", Charles Seignobos'un "Tarih Tetkiklerine Giriş" eserlerinin çevirilerine ve dört ciltlik "Radyoda Evin Saati" eserine imza attı.
Nurullah Ataç'ın ailesi de kendisi gibi edebiyatla ilgiliydiNurullah Ataç, ilkokulu bitirdiği 1909'da annesini kaybetti, ardından bir yıl kadar Frerler Okulu'nda, dört yıl da Mekteb-i Sultani'de (Galatasaray Lisesi) okudu.
Şair Fazıl Ahmet Aykaç, Ataç'ın bir süre edebiyat öğretmeni olarak görev yaptı.
Kendi çabasıyla Fransızca öğrenen Ataç'ın Fransızcadan çevrilen bir monolog olan ilk yazısı, Mektepli dergisinde yayımlandı.
Tiyatroyla da ilgilenen ve "Hamlet"te balıkçı rolünü oynayan usta kalem, tiyatro sevgisini, "Ta çocukluğumdan beri severim oyun görmeyi. Kendim de oynamaya, oyunlar yazmaya özendiğim oldu. O vergi yokmuş bende, beceremedim." sözleriyle anlatmıştı.
Nurullah Ataç, liseden sonra İsviçre'de eğitimine devam etti ancak babasının vefatının ardından 1919'da İstanbul'a döndü. Bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde eğitim gördü.
Nişantaşı Lisesi'nde Fransızca öğretmenliği görevi üstlenen yazar, daha sonra Vefa Sultanisi, İstanbul Sultanisi ile Üsküdar ve Adana liselerinde de öğretmenlik yaptı.
Fransızca tercüman olarak görev yapan ve Cumhurbaşkanlığı çevirmeni olarak çalışan Ataç, Ankara'da Ticaret Bakanlığı, Talim ve Terbiye Dairesi ile İlk Tedrisat Dairesi'nde de çeşitli görevler yürüttü.
Tiyatro ile ilgili yazılar kaleme aldıNurullah Ataç'ın yazı hayatı 1921'de Dergah dergisinde Ahmet Haşim ile ilgili bir yazıyla başladı. Ataç, aynı dergide şiirler yayımlayarak yazarlığa devam etti. Akşam gazetesinde 1922'den itibaren tiyatro ile ilgili yazılar yazdı.
Leman Ataç ile evlenen ve Meral isminde bir çocuğu olan Ataç, öğretmenliğin yanı sıra Cumhurbaşkanlığındaki mütercimlik görevini de emekliliğine kadar devam ettirdi.
Usta edebiyatçı, Latin, Fransız, Rus klasik ve çağdaş yazarlarından 50'ye yakın kitap çevirdi, Türkçenin yabancı kelimelerden arındırılması çabalarına önem vermesiyle tanındı.
Ataç'ın yazıları Akşam, Hakimiyeti Milliye, Ulus, Dergah, Milliyet, Tan, Posta, Cumhuriyet, Son Havadis, Dünya, Türk Dili, Varlık, Yedigün, Ülkü ve Seçilmiş Hikayeler adlı çeşitli gazete ve dergilerde yayımlandı.
Tiyatro eserlerine yönelik yazdığı eleştirilerle Türk tiyatrosuna yol gösteren yazar, Türk tiyatrosunun ve seyircisinin Batı oyunlarıyla tanışması için gayret sarf etti.
Eleştiri ve deneme türünün gelişmesine katkı sunduTürk edebiyatında en etkili yıllarını 1940-1955 arasında yaşayan Ataç, 1940'a kadar dil devrimine karşı oldu. Fakat bu tarihten sonra dil devriminin savunucusu ve uygulayıcısı oldu.
Yazılarında edebiyatın yenileşmesi ve anlaşılır olması, dilde özleşme, yazı dilinin konuşma dilinin imkanlarını kullanarak topluma daha çok hitap etmesi gibi konuları işledi.
Nurullah Ataç, 1949'da Türk Dil Kurumu üyesi oldu, 11 Şubat 1951'de yönetim kuruluna seçildi. Bir ara siyasetle de ilgilenen Ataç, Türk edebiyatında eleştiri ve deneme türünün gelişmesine önemli katkılar sundu.
Güçlü hafızasıyla tanınan Ataç, eserlerinde konuşur gibi bir dil ve hafif mizaha yaklaşan bir üslup tercih etti. Usta edebiyatçı, Anadolu'nun uzak köşelerinde çıkan dergilerdeki amatör yazıları izler, umutlu bulduğu gençleri cesaretlendirirdi.
Yakın arkadaşı bile olsa tanınmış bir yazarın yeni çıkmış bir eserini beğenmemişse acımasızca eleştiren Ataç, arkadaşlarıyla arası her zaman iyi olmayan ve yalnızlığı seçen bir eleştirmen oldu.
Ataç'ın 36 yıllık yazı serüveni boyunca 80'den fazla dergi ve gazetede 4 binden fazla yazısı yayımlandı. Batı edebiyatının önde gelen yapıtlarının Türkçeye kazandırılmasına öncülük eden yazar, Türkçenin söz dizimini araştırıp konuşma dilinde bulunan devrik cümleyi yazı diline kazandırdı.
Eşinin 1955'te ölümünün ardından karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları yaşayan Ataç, 17 Mayıs 1957'de İstanbul'da hayatını kaybetti.
Ataç'ın ölümünden sonra birçok yazın ve sanat dergisinde kendisi için özel sayı çıkartıldı ve hakkında çeşitli kitaplar kaleme alındı.
Usta yazarın eserleri arasında "Günlerin Getirdiği", "Karalama Defteri", "Sözden Söze", "Ararken", "Diyelim", "Söz Arasında", "Günce", "Prospero ile Caliban", "Dergilerde", "Dil Üzerine Söyleşiler", "Söyleşiler" ve "Sevgi Üzerine Sözler" yer alıyor.
Muhabir: Aişe Hümeyra Akgün