Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Türkiye ekonomisinin dünya ekonomileri sıralamasında 16'ncı olması beklenmektedir

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Türkiye ekonomisinin dünya ekonomileri sıralamasında 16'ncı olması beklenmektedir

GÜNDEM 23.10.2025 19:46:26 27 0
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Türkiye ekonomisinin dünya ekonomileri sıralamasında 16

TBMM (AA) - Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin sunumunu gerçekleştirdi.

2026 yılı bütçesinin, AK Parti hükümetlerinin hazırladığı 24'üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 8'inci, Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusundaki 3'üncü bütçe olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal kazanımlarının temelinde, son 23 yıldır sağladıkları güçlü siyasi istikrar ve güvenin yer aldığını söyledi.

Vatandaş ve hizmet odaklı yaklaşımla hazırlanan 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin "istikrar ve refah" bütçesi olduğunu vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bütçemiz, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyerek; kalıcı istikrarı, kapsayıcı kalkınmayı ve refahı toplumun tüm kesimlerine yaymayı hedeflemektedir. Hazırlanan bütçe teklifinde, toplumun hiçbir kesimi dışlanmadan; her bir vatandaşımızın büyümenin sağlayacağı imkanlardan adil biçimde yararlanması esas alınmıştır. Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Programımız ışığında, fiziki altyapının güçlendirilmesi, beşeri sermayenin geliştirilmesi ve üretken kapasitenin artırılması, bu yılki bütçe teklifimizin ana eksenini oluşturmaktadır. Bu anlayışla, kadını, erkeği, çocuğu, genci ve yaşlısı, işçisi, memuru, çiftçisi, esnafı, sanayicisi, çalışanı ve emeklisiyle milletimizin tüm fertlerinin ihtiyaçlarının hakkaniyetli bir şekilde gözetilmesi, bu bütçede de en temel düsturumuzdur."

"Yapıları afetlere dirençli hale getirme tutumumuz bütçemize yansıtılmıştır"

"Asrın Felaketi sonrasında Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde ortaya koyduğumuz inşa ve ihya faaliyetlerinin tamamlanmasına ve tüm yapılarımızı afetlere dirençli hale getirmeye yönelik kararlı tutumumuz, 2026 yılı bütçe teklifimize de yansıtılmıştır" diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeşil ve dijital ekonomiye geçiş sürecinde teknolojik dönüşümün hızlandırılması, gıda ve enerjide arz güvenliğinin artırılması, yeni bir sosyal konut hamlesi başlatılması yönündeki politika adımlarımız bu çerçevede bütçe planlamasında yerini almıştır. Yüksek katma değerli üretim, AR-GE ve yenilikçiliğin desteklenmesi bu bütçede somut program ve kaynaklarla karşılık bulmaktadır. Yapay zeka ve dijital teknolojilerin insan odaklı, etik ve güvenli biçimde kullanımı, verimlilik kadar toplumsal faydayı da önceleyen bir kalkınma vizyonunun parçası olarak görülmektedir. Diğer taraftan, küresel düzeyde istikrar, adalet ve insani dayanışmayı güçlendirmeye yönelik politikalarımız, Türkiye'yi barışa ve küresel adalete katkı sunan güvenilir bir aktör konumuna taşımaktadır."

"Milletimizin huzur ve refahını yükseltecek politikaları kararlılıkla sürdüreceğiz"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, dış politikada, milli çıkarları gözeten, vizyoner bir anlayışla Türkiye'nin küresel etkinliğini daha da güçlendireceklerini belirterek, "Caydırıcı bir güç olarak savunma ve güvenlik alanında ülkemizin kapasitesini yükseltmeye devam edeceğiz. 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'mizi, bugüne dek ülkemize sağladığımız kazanımları daha da artırmak üzere yüce Meclisimizin huzuruna getirmiş bulunuyoruz. Türkiye'nin istikrarını pekiştirecek, kalkınma vizyonunu güçlendirecek ve milletimizin huzur ve refahını kalıcı biçimde yükseltecek politikaları kararlılıkla sürdüreceğiz." diye konuştu.

Küresel ekonomide köklü bir dönüşüm yaşandığına, risk ve belirsizliklerin arttığına dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:

"Riskler kadar fırsatların da bulunduğu bu belirsizlik ortamında öngörülebilir ve dengeli politikalar izleyen ülkeler, küresel dalgalanmalara karşı daha dirençli bir görünüm sergilemekte, fırsatlardan azami şekilde yararlanmak açısından daha avantajlı bir konumda görünmektedir. Böylesi bir konjonktürde bütçeler, güven ve istikrarı güçlendiren, dış şoklara karşı dayanıklılığı artıran ve hedeflenen istikametten sapmadan ilerlemeyi sağlayan önemli bir araç olmaktadır. Ekonomik görünümün bu denli değişken olduğu bir dönemde mali planlama yapmak, her zamankinden daha dikkatli ve stratejik bir yaklaşım gerektirmektedir."

Yılmaz, dünya ekonomisinde Kovid-19 salgın sonrası gözlenen toparlanmanın kısmi ve kırılgan kaldığını, çoklu şoklara dayanıklılık kazanılsa da tarihsel ortalamalara kıyasla zayıf bir görünümün ortaya çıktığını dile getirerek, genel itibarıyla dirençli ancak zayıf seyreden büyüme oranları ve süregelen jeopolitik gerilimler gibi olumsuzluklara politika belirsizliklerinin eklendiği bir konjonktürün gölgesinde 2025 yılı dünya ekonomik büyümesinin ise yüzde 3,2 olarak tahmin edildiğini söyledi.

Tedarik zincirlerindeki kısmi toparlanma ve azalan arz yönlü kısıtların son yıllarda büyümeyi desteklerken, para politikasında beklenenden yavaş ve temkinli normalleşme adımları ve zayıf yatırım iştahının, iktisadi faaliyet üzerinde baskı oluşturduğuna dikkati çeken Yılmaz, "Küresel enflasyonda ise gerileme kaydedilse de hizmet fiyatlarındaki katılık ve ücret artışlarındaki geriye endeksleme nedeniyle küresel enflasyon oranı halen istenilen seviyelerin üzerinde seyretmektedir. Diğer taraftan, küresel ticarette korumacılık eğilimleri ve ABD'nin tarife artışlarıyla başlayan süreçte, politika belirsizliği tarihi zirvelere ulaşmış, ticaret rotalarını değiştirecek ve arz güvenliği endişelerini gündeme taşıyacak yeni bir dönüşümü tetiklemiştir." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye, iki devletli çözüm yolunda aktif rol üstlenmeye devam edecek"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2022'de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı'nda barışın tesis edilememesinin, Orta Doğu'da 2023 yılı sonlarında tırmanan gerilimlerin, 2025 yılı ortasında İran ve İsrail arasındaki On İki Gün Savaşı gibi jeopolitik hadiselerin enerji ve gıda arz güvenliği üzerinde ciddi baskı oluşturduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Bu vesileyle 21'inci yüzyılda kabul edilmesi mümkün olmayan Gazze'deki soykırım ve katliamların son bulmasına yönelik atılan adımların, uluslararası toplumun vicdanı adına son derece önemli bir gelişme olduğunu vurgulamak isterim. TBMM, insanlık onurunu zedeleyen ve uluslararası hukukun açıkça ihlalini teşkil eden bu vahim insanlık suçunu en güçlü şekilde kınamıştır. Bu süreçte Gazze halkı tüm zorluklara rağmen onurunu ve iradesini korumuş, vatanını terk etmemiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı liderliği ve yoğun diplomatik girişimleri neticesinde, son derece hassas bir müzakere süreci başarıyla yürütülmüş ve ateşkesin tesis edilmesi sağlanmıştır. Bu ateşkesin sürdürülmesinin ve ardından kalıcı barışın, bölgesel ve küresel istikrara önemli katkılar sunacağına inanıyoruz. Türkiye, bundan sonraki süreçte de Gazze'ye insani yardımların kesintisiz ulaştırılması, Gazze'nin Filistin halkının beklentilerine uygun yeniden imarı ve kalıcı barış için iki devletli çözüm yolunda aktif rol üstlenmeye devam edecektir."

2026 yılına girilirken küresel iktisadi faaliyetin hizmet sektörünün desteğiyle ılımlı seyrini sürdürdüğünü ifade eden Yılmaz, ancak yüksek faiz oranları, zayıf yatırım iştahı ve ticaret politikalarındaki belirsizliklerin, büyüme hızını sınırladığını kaydetti. Bu yıl yüzde 3,2 olarak gerçekleşmesi beklenen küresel ekonomik büyümenin, 2026 yılında yüzde 3,1'e gerileyeceğinin tahmin edildiğini aktaran Yılmaz, "Bu görünüm, salgın sonrası dönemde küresel büyümenin ılımlı ancak istikrarlı bir patikada ilerlediğine dair söylemi yinelemektedir." şeklinde konuştu.

IMF tahminlerine göre, küresel enflasyonun bu yıl yüzde 4,2'ye, 2026 yılında ise yüzde 3,7'ye gerileyeceğini aktaran Yılmaz, "Küresel enflasyonda son yıllarda elde edinilen kazanımlara rağmen mevcut belirsizlikler ve kırılganlıklar nedeniyle küresel enflasyonun gündemdeki yerini önümüzdeki yıllarda da koruması beklenmektedir." dedi.

"Türkiye ekonomisi istikrarlı büyümesini koruyarak olumlu şekilde ayrışmıştır"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, küresel ölçekte Kovid-19 salgınıyla başlayan, ardından jeopolitik gerilimler, enerji ve gıda krizleri ile tedarik zinciri sorunlarıyla derinleşen çok yönlü sınamalara rağmen, Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyümesini koruyarak, küresel ekonomiden olumlu şekilde ayrıştığını vurguladı.

Dünya ekonomisinin 2020-2024 döneminde birikimli olarak yüzde 15,1 büyüme kaydederken, Türkiye ekonomisinin aynı dönemde birikimli olarak yüzde 30,3 büyüdüğünü aktaran Yılmaz, "Yıllık ortalama büyüme açısından bakıldığında ise küresel büyüme yüzde 2,9 oranında gerçekleşirken Türkiye'nin büyüme performansı yüzde 5,4 ile dünya ortalamasını neredeyse ikiye katladığını görüyoruz. Bu durum ülkemizin güçlü kalkınma kapasitesini ve sürdürülebilir büyüme vizyonunu açık bir biçimde ortaya koymuştur." diye konuştu.

Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artırma yönündeki kararlılığını sürdürdüğüne ve bunun somut bir göstergesi olarak milli gelirin artmaya devam ettiğine dikkati çeken Yılmaz, "Cumhuriyet'imizin 100'üncü yılı itibarıyla ilk defa 1 trilyon dolar eşiğini aşan ekonomik büyüklüğümüz, 2024 yılı itibarıyla 1,3 trilyon doların üzerine çıkmıştır. Güncel tahminlere göre, 2025 yılında Türkiye ekonomisinin dünya ekonomileri sıralamasında geçen seneye göre bir basamak yükselerek 16'ncı büyük ekonomi olması beklenmektedir. Satın Alma Gücü Paritesi cinsinden GSYH büyüklüğüne göre ise ülkemizin dünyanın en büyük 11'inci, Avrupa'nın en büyük 4'üncü ekonomisi konumunda yer alması öngörülmektedir." ifadelerini kullandı.

"2025 yıl genelinde büyümenin yüzde 3,3 olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir"

Yılmaz, küresel ölçekte enflasyonla mücadelede uygulanan sıkı politikaların dış talebi zayıflatan etkisinin 2025'te artan belirsizliklerle birlikte sürdüğünü, bu konjonktürde 2025'in ilk yarısında Türkiye ekonomisinde dezenflasyon süreciyle uyumlu ve dengeli bir görünümle büyümenin yüzde 3,6 olarak gerçekleştiğini kaydetti.

Büyümenin bileşenlerine bakıldığında 2025 yılının Ocak-Haziran döneminde sanayi sektörü bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla ivme kazanarak yüzde 2,1 artışla büyümeye pozitif katkı sunarken, hizmetler sektörünün yüzde 4,3 oranında yıllık artışla büyümenin ana sürükleyicisi olmaya devam ettiğini ifade eden Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Tarım sektörünün büyümeye katkısının yıl içinde yaşanan zirai don ve kuraklık gibi zorlu iklim koşullarının etkisiyle sınırlı kalması beklenmektedir. Bu görünüm doğrultusunda 2025 yıl genelinde büyümenin OVP ile uyumlu, dengeli bir kompozisyonla yüzde 3,3 olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir. Böylelikle ülkemizin kesintisiz büyüme süreci 16'ncı yılına taşınmış olacaktır. 2026 yılında ise küresel belirsizliklere rağmen, ekonomide güçlü politika eş güdümüyle sağlanan öngörülebilirlik ve enflasyonda kalıcı düşüşle, yatırım ve verimlilik artışlarının desteklenmesi, üretim ve talep yönüyle dengeli görünümün korunarak yüzde 3,8 oranında büyüme kaydedilmesi hedeflenmektedir."

Türkiye ekonomisinde son dönemde gözlenen büyüme performansının kişi başına düşen milli gelire de yansıdığına işaret eden Yılmaz, şunları söyledi:

"2024 yılı itibarıyla 15 bin 325 dolar olarak gerçekleşen kişi başına düşen milli gelirin, 2025 yılında 17 bin 748 dolara, 2026 yılında ise 18 bin 621 dolar seviyesine çıkması beklenmektedir. Orta Vadeli Program dönemi sonunda ise 21 bin dolara yaklaşması hedeflenmektedir. Bu hesaplamalarda geçici koruma altındaki Suriyeli nüfusun da dikkate alındığını belirtmek isterim. Böylelikle 2025 yılını tamamlarken, Türkiye Yüzyılı'na yaraşır şekilde 3 tarihi eşiği aynı anda aşmayı öngörüyoruz; milli gelirimiz ilk kez 1,5 trilyon doların üzerine çıkarken kişi başına gelirin ilk defa 17 bin dolar eşiğini aşması ve ülkemizin, tarihinde ilk kez, yüksek gelirli ülkeler grubuna girmesi beklenmektedir."

"Esas hedefimiz uzun vadede sürdürülebilir büyüme"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye ekonomisindeki büyüme performansının gelişmiş ülkelere yakınsama sürecini de hızlandırdığını bildirerek, şunları kaydetti:

"Kişi başına milli gelirinin AB ülkeleri ortalamasına yakınsama oranı, 2002 yılında yüzde 38,3 iken, 2024 yılında bu oran yüzde 70 olarak gerçekleşmiş olup 2025 ve 2026 yıllarında sırasıyla yüzde 71,8 ve yüzde 73'e ulaşması beklenmektedir. Büyümenin niteliğinin verimlilik temelli bir yapıya evrilmesi temel hedeflerimizdendir. Bu çerçevede 2025 yılı verileri, verimlilik artışının önemli ölçüde güçlendiğini göstermektedir. Özellikle işletmelerin üretim süreçlerindeki dönüşümlerinin katkısıyla üretkenlik göstergelerinde artış gözlenmektedir. 2025 yılının ilk yarısı itibarıyla toplam faktör verimliliğindeki artış, ekonomik büyümeye önemli oranda destekte bulunmuştur. Bu dönemde gerçekleşen yüzde 3,6 oranındaki büyümenin yarısından fazlası toplam faktör verimliliği artışından kaynaklanmıştır. Esas hedefimiz, uzun vadede sürdürülebilir büyüme ve rekabet gücünün göstergesi olarak, toplam faktör verimliliğinin sürekli ve kalıcı olarak artış göstermesidir. Bu çerçevede, teknoloji ve yenilikçilik odaklı üretim yapısının güçlendirilmesi, beşeri sermayenin niteliğinin yükseltilmesi ve kurumsal kapasitenin geliştirilmesi, öncelikli reform alanlarımız olarak öne çıkmaktadır."

Yılmaz, 2024 yılında istihdamın yıllık 988 bin kişi ve istihdam oranının ise 1,2 puan yükseldiğini anımsatarak, bu dönemde tüm sektörlerde istihdam artışı yaşandığına işaret etti. Bu yılın ilk yarısında istihdam görece yatay seyrederken, Temmuz ve Ağustos aylarında ılımlı bir ivme kaydettiğini dile getiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşsizlik oranı son 28 aydır tek haneli seviyelerinde seyretmektedir. 2025 yılında Orta Vadeli Program'da öngörüldüğü üzere, işsizlik oranının 2024 yılına kıyasla 0,2 puan azalarak yüzde 8,5 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Program döneminde uygulanacak politikalar ve öngörülen büyüme performansı doğrultusunda, işgücü piyasasına daha fazla bireyin katılımını sağlamayı ve toplumsal refahı artırmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede, 2026 yılında işsizlik oranının yüzde 8,4'e gerilmesi ve önümüzdeki üç yılda toplam 2,5 milyon ilave istihdamla işsizlik oranının 2028 yılına kadar kademeli olarak yüzde 7,8'e düşerek ilk kez yüzde 8'in altına inmesi öngörülmektedir."

"Üretim ve istihdam odaklı yapısal dönüşüm adımlarımıza hız vereceğiz"

Belirsizliklerin arttığı bir dönemde olunmasına rağmen Türkiye'nin, 2024 Haziran ayından itibaren başlattığı dezenflasyon sürecini kararlı bir şekilde sürdürdüğünü ifade eden Yılmaz, bu doğrultuda, 2025'te Türk lirasında gözlenen görece istikrarlı seyrin, özellikle temel mal fiyatlarındaki gelişmeler aracılığıyla enflasyon görünümünü olumlu yönde etkilediğini söyledi.

Başta kira kalemi olmak üzere hizmet enflasyonunda süregelen ataletin, manşet enflasyon üzerindeki baskıların devam etmesine yol açtığını, gıda fiyatlarında olumsuz iklim koşullarına bağlı arz yönlü gelişmelerin bu iyileşmeyi kısmen sınırlandırdığını dile getiren Yılmaz, "Dezenflasyon sürecinin kararlı biçimde sürdürülmesiyle enflasyondaki ataletin kalıcı olarak kırılması ve Orta Vadeli Program dönemi sonunda, enflasyon oranının tek haneli seviyelere indirilerek fiyat istikrarının tesis edilmesi, en önemli önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bu çerçevede toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüşe verdiği katkının sürdürülmesi sağlanacak ve bu süreç, sosyal konut başta olmak üzere konut arzı ile gıda arzının artırılması gibi arz yönlü politikalarla güçlendirilecektir." diye konuştu.

Yılmaz, "Enflasyonla mücadelemiz, kalıcı refahın artırılması ve gelir dağılımında adaletin güçlendirilmesi yönünde kararlı irademizin de ifadesidir. Bu süreçte hayat pahalılığının olumsuz etkilerini hafifletmeye yönelik sosyal politikalarımızı sürdürürken, üretim ve istihdam odaklı yapısal dönüşüm adımlarımıza hız vereceğiz. Türkiye ekonomisini daha dirençli, daha verimli ve daha kapsayıcı bir yapıya dönüştürme kararlılığımızı her koşulda sürdüreceğiz." dedi.

Salgın sonrası dönemde, küresel ticarette yaşanan dalgalanmaların ardından kısmi bir toparlanma eğilimi gözlendiğinin altını çizen Yılmaz, 2025 Eylül ayı itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatın 269,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini, ithalatın ise Orta Vadeli Program (OVP) tahminlerine göre 367 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiğini kaydetti.

Yılmaz, 17 Ekim 2025 itibarıyla uluslararası brüt rezervlerin, geçen yılın aynı dönemine göre 39,1 milyar dolarlık artışla 198,4 milyar dolar seviyesine çıkarak tarihinin en yüksek düzeyine ulaştığına dikkati çekti.

"Bütçeyi faiz bütçesi olmaktan çıkararak hizmet bütçesi haline getirdik"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2024 yılında bütçe giderlerinin 10 trilyon 781 milyar lira, bütçe gelirlerinin 8 trilyon 673 milyar lira olduğunu, bütçe açığının 2 trilyon 108 milyar lira, faiz dışı açığın 837 milyar lira olarak gerçekleştiğini aktardı.

Geçen yıl bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 4,7 olduğunu, deprem harcamaları hariç tutulduğunda bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 3 olarak gerçekleştiğini belirten Yılmaz, 2025 yılı sonu bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 3,6 olarak öngördüklerini bildirdi.

Yılmaz, "2025 yılında vergi gelirlerinin 10 trilyon 734 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise 1 trilyon 732 milyar lira olacağını öngörüyoruz." ifadesini kullandı.

2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'nde bütçe giderlerinin 18 trilyon 929 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 16 trilyon 216 milyar lira olacağını öngördüklerini dile getiren Yılmaz, bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 3,5 olarak gerçekleşmesinin beklendiğini, deprem nedeniyle bütçe açıklarında yaşanan arızi artış sonrasında, bütçe açığını yeniden AK Parti hükümetleri dönemindeki ortalama seviyeye yaklaştırdıklarını anlattı.

Mali disiplinin her zaman temel öncelikleri olduğunu ifade eden Yılmaz, "Bütçeyi faiz bütçesi olmaktan çıkararak hizmet bütçesi haline getirdik. 2002 yılında milli gelire oranla yüzde 14,3 olan faiz giderlerini oldukça düşük seviyelere indirdik. Nitekim, 2026 yılı bütçesinde, faiz giderlerinin yüzde 3,5 seviyesinde olmasını öngörmekteyiz. Bununla birlikte 2026 yılı bütçemizin 29 milyar lira faiz dışı fazla vermesini öngörüyoruz." diye konuştu.

"2026 yılı bütçesini de toplumun tüm kesimlerini gözeten ve koruyan bir yaklaşımla hazırladık"

Yılmaz, 2023 yılında yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında bölgenin yeniden imarı ve depremin etkilerinin ortadan kaldırılmasına yönelik harcamalar nedeniyle bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 5,1 olarak gerçekleştiğini, deprem harcamaları hariç tutulduğunda ise bu oranın yüzde 1,6 seviyesinde olduğunu söyledi.

2026 yılı bütçesinde afet risklerinin azaltılması, depremlerin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların ihtiyaçları ve depreme dayanıklı şehirlerin inşası için 53 milyar lira kaynak ayırdıklarını bildiren Yılmaz, deprem hariç bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 2,7 seviyesinde gerçekleşeceğini öngördüklerini belirtti.

Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her yıl olduğu gibi, 2026 yılı bütçesini de toplumun tüm kesimlerini gözeten ve koruyan bir yaklaşımla hazırladık. 2002 yılından beri eğitimi en öncelikli meselemiz olarak gördük ve eğitim bütçemizi 2026 yılında 2 trilyon 896 milyar liraya yükselttik. Böylece merkezi yönetim bütçesinden 2002'de yalnızca yüzde 9,4 seviyesinde pay alan eğitime 2026 yılında yüzde 15,3 oranı ile en büyük payı ayırdık. Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi için 2026 yılında 1 trilyon 944 milyar lira kaynak ayırdık. 2002-2003 eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığında öğretmen sayısı 515 bin 253 iken 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla öğretmen sayımızı 1 milyon 61 bin 510'a ulaştırdık."

Çocukların kaliteli eğitime erişimini sağlamak için ihtiyaç duyulan iyileştirmelere öncelik verdiklerini dile getiren Yılmaz, bu kapsamda yeni dersliklerin yapımı, okulların depreme karşı güçlendirilmesi, bilişim altyapılarının iyileştirilmesi ve internet erişiminin sağlanması gibi çalışmalar yürütüldüğünü söyledi.

Yılmaz, araştırma altyapısı yatırımlarının hız kesmeden devam ettiğini, araştırma üniversitelerini özel programlarla desteklediklerini kaydetti.

"Sosyal harcamalara ayrılan kaynaklar 2 trilyon 382 milyar liraya ulaşmaktadır"

Merkezi yönetim bütçesinden sağlık hizmetleri için 2026'da 1 trilyon 594 milyar lira kaynak ayırdıklarını belirten Yılmaz, Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları ile Sosyal Güvenlik Kurumundan yapılacak sağlık harcamaları da dikkate alındığında sağlık alanına kamu kaynaklarından ayrılan toplam tutarın 3 trilyon 307 milyar liraya ulaştığını söyledi.

"Aile ve Gençlik Fonu" ile yeni evlilikleri teşvik ederek gençlere destek olduklarını belirten Yılmaz, "Aile ve Gençlik Fonu kapsamında yürütülen proje ile evlenecek gençlere ekonomik, psikolojik ve sosyal destek sunarak, evliliklerinin sağlam temeller üzerine kurulmasını hedefliyor ve gençleri evliliğe teşvik ediyoruz. Proje kapsamında aile kurma yolunda ilk adımı atacak gençlerimizden başvurusu onaylanan çiftlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunulmasının yanı sıra evlilik öncesi ve sonrası eğitim ve danışmanlık hizmetleri sağlıyoruz." diye konuştu.

Vatandaşların elektrik ve doğal gazı daha ucuza kullanabilmeleri için 2026 yılı bütçesinde 373 milyar lira kaynak öngördüklerini aktaran Yılmaz, "Halihazırda faturalarda mesken aboneleri için doğal gazda yüzde 43, elektrikte düşük kademede yüzde 57 oranında devlet desteği sağlanmaktadır. 2022 yılı Ocak ayı itibarıyla tüm çalışanlarımızın asgari ücrete kadar ücretlerini vergi dışı tuttuk. Dolayısıyla bu imkandan tüm çalışanlarımız yararlanmaktadır. Bu kapsamda 2026 yılında 1 trilyon 92 milyar lira vergi istisnası öngörüyoruz. Doğal gaz ve elektrikteki devlet destekleri ile asgari ücret tutarına kadar olan tüm ücretlerin vergi dışı tutulmasını da dikkate aldığımızda, sosyal harcamalara ayrılan kaynaklar 2 trilyon 382 milyar liraya ulaşmaktadır. Bu tutarın bütçemize oranı yüzde 12,6 seviyesindedir." değerlendirmesinde bulundu.

"Tarıma 888 milyar lira kaynak ayırdık"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2026 yılında bütçeden tarıma 888 milyar lira kaynak ayırdıklarını belirterek, bu kapsamda tarımsal destek programları için 168 milyar lira, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 190 milyar lira, tarımsal kredi destekleri, tarımsal KİT ve ihracat destekleri için ise 268 milyar lira kaynak ayırdıklarını söyledi.

Ormanların geliştirilmesi ve genişletilmesi amacıyla yapılan çalışmalara değinen Yılmaz, 2003-2024 yılları arasında 7,5 milyar tohum ve fidanın toprakla buluşturulduğunu söyledi. Yılmaz, Türkiye'nin yenilenebilir enerji potansiyelini değerlendirebilmek için bu alandaki yatırımlara devam edildiğini, bu alanda dünyada daha iyi noktalara geldiklerini anlattı.

Türkiye'nin derin deniz alanında arama faaliyetlerine hız kesmeden devam ettiğini bildiren Yılmaz, şunları kaydetti:

"Ülkemizin dört bir yanında pekiştirilen huzur ve güven ortamında Gabar başta olmak üzere petrol üretimimiz de artmıştır. Bugün ülke içinde 136 bin, ülke dışında 40 bin olmak üzere günlük toplam 176 bin varil ham petrol üretimine ulaşmış durumdayız. Enerji ihtiyacını yerli kaynaklarla karşılamayı hedefleyen Türkiye, son dönemde denizlerde doğal gaz ve petrol arama çalışmalarına yönelik sismik ve sondaj faaliyetleri için yüksek teknolojiye sahip güçlü bir enerji filosu kurmuştur. Yedinci nesil iki yeni derin deniz sondaj gemisinin satın alma işlemleri tamamlanmıştır. Bu gemilerden biri ülkemize ulaşmış olup, operasyona hazırlık çalışmalarına devam edilmektedir."

Akkuyu Nükleer Güç Santralinin ilk ünitesinin 2026 yılı içinde üretime başlamasının planlandığını anımsatan Yılmaz, "Enerjide bağımsızlık mücadelemizde en önemli başlıklardan biri de enerji verimliliğini artırmaya dönük kapsamlı çalışmalarımızdır. Tüm bu çabalar, cari açığımızın kalıcı olarak azalmasına ve makroekonomik istikrarımıza güç vermektedir." ifadelerini kullandı.

"SGK işveren prim ödemeleri için 283 milyar lira ayrıldı"

Yılmaz, 2026 yılı bütçesinde sermaye giderleri için 1 trilyon 312 milyar lira ayrıldığını belirterek, "Ayrıca 345 milyar lirası afet konutlarının yapımı ve altyapı giderlerinde kullanılmak üzere sermaye transferleri için 525 milyar lira, yatırımları hızlandırma ödeneği için 169 milyar lira olmak üzere toplam 2 trilyon 7 milyar lira yatırım ödeneği öngörüyoruz. Bu tutar 2026 yılı bütçemizin yüzde 10,6'sına denk gelmektedir. Sulama projelerinden, demir yolu projelerine, havalimanlarından, deniz yolu yatırımlarına birçok alanda yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz." dedi.

Reel kesim destekleri için bütçeden, tarımsal krediler sübvansiyon desteği hariç, 493 milyar lira ödenek öngördüklerini vurgulayan Yılmaz, şu bilgileri verdi:

"Bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu işveren prim ödemeleri için 283 milyar lira, Halk Bankası esnaf kredileri sübvansiyon desteği için 70 milyar lira, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı teşvik ödemeleri için 50 milyar lira, mesleki eğitim kapsamında ödenen devlet katkısı için 29 milyar lira, ihracat başta olmak üzere diğer reel sektör destekleri için 60 milyar lira kaynak ayırdık. Sürdürülebilir sanayi üretimi, devletin öncülüğü ve desteğiyle özel sektör tarafından hayata geçirilmeye devam etmektedir. Bu anlayışla, 2025 yılında 31,7 milyar lira olan yatırım teşvik ödeneklerini 2026 yılında yüzde 58 artışla 50 milyar lira olarak öngörüyoruz. 2002-2025 Eylül döneminde düzenlenen 129 bin 892 teşvik belgesi yatırımcıların Türk ekonomisine olan güvenini artırmıştır."

"Savunma sanayinde proje sayımız 1300'ün üzerine çıktı"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, savunma sanayisi ekosisteminin dışa bağımlılığını asgari seviyeye indirecek şekilde güçlendirmek gayesiyle hareket ettiklerinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Savunma ve güvenlik birimleri için Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na ayrılan kaynak da dahil edildiğinde 2026 yılında 2 trilyon 155 milyar lira ödenek öngörülmekte olup, söz konusu tutar merkezi yönetim bütçe büyüklüğünün yüzde 11,4'üne karşılık gelmektedir. 2002 yılında yalnızca 62 savunma projesi yürütülürken proje sayımız 1300'ün üzerine çıkmıştır. Savunma ve güvenliğe ayırdığımız kaynakların da katkısıyla savunma sanayi yerlilik oranı yüzde 82 seviyesine ulaşmıştır. 2002 yılında yalnızca 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatı, 2024 yılında yaklaşık 29 kat büyüyerek 7,2 milyar dolara ulaşmıştır. Bu yıl 8 milyar dolara çıkacaktır."

Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin afetlere karşı dirençli şehirlerin oluşturulması ve olası zararların önlenmesi için alınması gereken afet risk azaltma tedbirlerinin önemini bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Yılmaz, depremin ardından yıkılan binaların ivedilikle yapılabilmesi amacıyla 452 bin 983 konut ve işyeri ihalesinin yapıldığını, 304 bin 836 konut ve işyerinin hak sahibine teslim edildiğini söyledi.

Üç ayrı kampanya kapsamında toplam 400 bin sosyal konut projesi hayata geçirildiğini belirten Yılmaz, "2025 yılı içinde 81 ilimizi kapsayan 500 bin sosyal konut kampanyası başlatılacak olup buna ilişkin çalışmalar devam etmektedir. Bu kapsamda sosyal konut finansmanını desteklemek amacıyla 2026 bütçesinde 100 milyar lira kaynak ayırdık." dedi.

AK Parti hükümetleri döneminde çalışanların ve emeklilerin aylık ve ücretlerinde enflasyonun üzerinde reel artışlar yaptıklarını ifade eden Yılmaz, memuruyla işçisiyle kamu çalışanlarının özlük haklarını iyileştirdiklerini kaydetti.

Sayıştay Başkanlığınca tespit edilen bulgular üzerinde hassasiyetle çalıştıklarını, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesindeki birimlerle süreçleri takip ettiklerini bildiren Yılmaz, "Yüce Meclisin verdiği bütçe yetkisi çerçevesinde harcama ve gelir süreçlerinde planlı ve programlı çalışmalar ortaya koymak, süreçleri verimli bir şekilde yürütmek ve bunu yaparken üretken ve şeffaf olmakla mükellefiz. Bu kapsamda Sayıştay Başkanlığımızın raporlarını hassasiyetle değerlendiriyor ve gereken tedbirleri alıyoruz." diye konuştu.

Bütçe görüşmeleri

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki 2026 yılı bütçe görüşmelerine ilişkin alınan usul kararı gereğince, bütçenin geneli üzerindeki görüşmelerde konuşma süresi, siyasi parti grupları adına ve komisyon üyeleri için 20'şer dakika, komisyon üyesi olmayan milletvekilleri için 5 dakika olacak.

Kamu idarelerinin bütçeleri üzerindeki görüşmelerde siyasi parti grupları adına 20 dakika, komisyon üyeleri için 10 dakika, komisyon üyesi olmayan milletvekilleri için 5 dakika konuşma süresi tanınacak.

Hükümet adına bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporlarına ilişkin sunuş konuşmaları ile milletvekillerinin sorularını cevaplama süreleri 30'ar dakika olacak.

Komisyon, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının geneli üzerindeki görüşmelere 30 Ekim Perşembe başlayacak.


Muhabir: Özcan Yıldırım,Gazi Nogay

Haber Kaynak : Anadolu Ajansı

Fenerbahçe- Stuttgart maçında son düdük çaldı, ortalık karıştı

Keremcem Survivor Allstar kadrosuna katıldı

Pis Yedili'nin Prensesi Konuştu: Estetik Yok, Sadece Olgunluk Var

Gazze Mahkemesi Başkanı Falk: Batı'nın Gazze soykırımına verdiği tepki uluslararası hukuka ilişkin ahlaki ikiyüzlülüktür

Beyaz Saray: Trump'ın Putin ile görüşmesi "tamamen masadan kalkmadı"

Filistin direnişinin sembol ismi Mervan Bergusi, Trump'ın açıklamalarıyla yeniden gündeme geldi

Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi'nde Stuttgart'ı 1-0 yendi

Kahramanmaraş'ta 4 büyüklüğünde deprem

ABD Başkanı Trump, 30 Ekim'de Çin Devlet Başkanı Şi ile görüşecek

İletişim Başkanı Duran'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Körfez turuna ilişkin açıklama

İstanbul'da yarın kuvvetli sağanak bekleniyor

İstanbul Orman İnovasyon Haftası'nda ormanların gıda açısından önemi ele alındı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Türkiye ekonomisinin dünya ekonomileri sıralamasında 16'ncı olması beklenmektedir

Erkeklere meme kanseri uyarısı

Yandex Search Türkiye, yapay zekalı aramayla kullanıcı kitlesini yüzde 75 artırdı

Borsa günü yükselişle tamamladı

Gökçeada'da kuvvetli sağanak nedeniyle denizin rengi değişti

İstanbul'da trafik yoğunluğu yüzde 87'ye çıktı

İçişleri Bakanlığından 8 il için "sarı" kodlu sağanak uyarısı

13. Boğaziçi Film Festivali Uluslararası Uzun Metraj yarışma filmleri açıklandı

Novartis Türkiye, TTOD ve Europa Donna'dan meme kanseri farkındalık etkinliği

Kayseri'de eski dış hatlar giden yolcu terminal binası AFAD'ın lojistik üssü olacak

Havacılık ve Bilim Merkezi'ne dönüştürülen uçak ziyaretçilerine kapılarını açtı

Sivas'taki "Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi"nden 400 hasta faydalandı

Merkez Bankası rezervleri 198,4 milyar dolara çıkarak rekor kırdı

Trabzonspor'un savunma oyuncusu Batagov, "işine" odaklanıyor

Adil Karaismailoğlu, turizm ve vakıflarla ilgili düzenlemeler içeren kanun teklifini değerlendirdi

Geleceğin şefleri tescilli lezzet lakerdanın yapımını öğreniyor

"Gazze Mahkemesi: Nihai Oturum"unda "Kanıt" sergisi açıldı

Öğrenciler kara yosunu ve çınar kozalağından gübre üretti

Yükleniyor

YAZARLAR