İSTANBUL (AA) - Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın katkılarıyla İstanbul Aile Vakfı tarafından "21. Yüzyılda Aile Olmak" temasıyla düzenlenen ve Anadolu Ajansının global iletişim ortağı olduğu 3. Uluslararası Aile Sempozyumu'nun açılışında konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 2025 yılının "Aile Yılı" ilan edilmesinin sembolik bir adım olmanın çok ötesinde, Türkiye için bir seferberlik çağrısı olduğunu dile getirdi.
Hedeflerinin, toplumun tüm kesimlerinde aile konusunda farkındalık oluşturmak olduğunu belirten Göktaş, "Bunu yaparken de ailelere yönelik destek mekanizmalarını güçlendirmek, aile içi ilişkileri sağlam temellere oturtmak, ve özellikle genç kuşaklara aile olmanın değerini yeniden hatırlatmaktır. Bu nedenlerle, Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle 2025 yılını 'Aile Yılı' olarak ilan ettik. Aile kurumunun karşı karşıya olduğu kritik meseleler var." ifadelerini kullandı.
Göktaş, özellikle doğurganlık hızındaki belirgin düşüş ve aile değerlerine yönelik küresel meydan okumaların acilen ele alınması gereken konular haline geldiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Aileye yönelik her türlü tehdit ve saldırıya karşı koymak, aile kurumunu yüceltmek hepimizin asli vazifesidir." sözünü hatırlattı.
Aileye yönelik tehditlere ilişkin Göktaş, "Cinsiyetsizleştirme, bireyselleşme, dijitalleşmenin etkisiyle zayıflayan toplumsal bağlar ve dönüşen aile yapısı, bugün artık sadece bireysel bir mesele değildir. Ülkemizin geleceğini ilgilendiren bir sorundur. Biz, genç ve dinamik nüfusumuzla gurur duyan bir ülkeyiz. Ancak son yıllarda hem dünyada hem ülkemizde genç nüfus oranında ciddi bir düşüş var. Doğum oranlarında da benzer bir düşüş görüyoruz. Doğurganlık hızında ülke tarihinin en düşük oranı olan 1,48 seviyesine kadar geriledik. Bu rakam, nüfusun kendini yenileme seviyesi olan 2,1'in oldukça altında. Bu tablo, ekonomik büyümeden sosyal yapıya, üretimden sağlığa kadar her şeyi etkilemektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Göktaş, diğer yandan anne babalık rollerinin zayıfladığını ve kuşaklar arası bağların koptuğunu belirterek, "2025 Aile Yılı işte bu nedenle büyük önem taşıyor. Amacımız sadece nüfus artışını desteklemek değil. Aynı zamanda aile kavramını her yönüyle güçlendirmek. Bu kapsamda aile yapımızı korumak ve güçlendirmek için çalışmalar yürütüyoruz. Aile Yılı kapsamında açıkladığımız doğum yardımı ve çocuk destekleri, gençlere yönelik evlilik kredileri gibi teşvikler buna bir örnektir." diye konuştu.
Ailenin, nesilleri yetiştiren, yeni kuşaklara kültürel kimliği, değerleri aktaran en önemli müessese olduğunu vurgulayan Göktaş, bu nedenle ailenin, toplumun en küçük ama en güçlü yapı taşı olduğunu söyledi.
Göktaş, aile kurumunun zayıflaması durumunda, toplumun da temelden sarsılacağını dile getirerek, "Bu anlamda, ailemizi korumak bugün her zamankinden çok daha büyük bir sorumluluk arz ediyor. Bu farkındalıkla, Bakanlık olarak kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, yaşlısıyla bütüncül bir yaklaşımla aile politikalarımızı hayata geçiriyoruz. 15 Mayıs Uluslararası Aile Gününde, 'Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı'nı yürürlüğe koyduk. Bu çalışma aileyi merkeze alan ilk eylem planı olması açısından özel bir önem taşıyor. Eylem planıyla, ailelerin refah düzeyini yükseltmeyi, sosyal hizmet ve politikalarımızın etkinliğini ve erişilebilirliğini artırmayı hedefliyoruz." sözlerini sarf etti.
"Nüfus, yalnızca sayıdan ibaret değildir"Diğer yandan nüfusa ilişkin politikaları ve hizmetleri bütüncül bir yaklaşımla ele almak için Nüfus Politikaları Kurulunu oluşturduklarını aktaran Göktaş, sosyal politikalara yön verecek araştırmalar yürütmesi amacıyla da Aile Enstitüsünü kurduklarını söyledi.
Göktaş, bugün artık dünyada da aileyi korumaya yönelik politikaların ne kadar hayati olduğunun daha net görüldüğünü dile getirerek, şunları kaydetti:
"Birçok ülke, bireyselleşme, yalnızlaşma, yaşlanan nüfus gibi sorunlara karşı çözüm arayışında. Türkiye olarak biz, bu sorunları öngören ve çözüm üretmeye odaklanan kapsamlı bir aile politikasıyla ilerliyoruz. Bu noktada ülkemiz, aile odaklı sosyal politikalarıyla uluslararası alanda örnek gösterilen bir ülke haline geldi. Bu vizyonla, geçtiğimiz hafta Uluslararası Aile Forumunu gerçekleştirdik. Amacımız, aile kurumunun ve değerlerinin korunması hususunda sadece ülkemizde değil, uluslararası düzeyde de ortak bir duruş ortaya koymaktı. 26 ülkeden katılan üst düzey katılımcılarla, küresel ölçekte yükselen tehditlere karşı aileyi güçlendirecek çözüm önerilerini ele aldık. Forumun sonunda, bir de bildiriye imza attık. İlerleyen aşamalarda bu bildirinin BM nezdinde gündeme gelmesi için çalışmalar yürüteceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın forumun kapanışında 2026-2035 dönemini "Aile ve Nüfus 10 Yılı" olarak ilanının da Türkiye'nin bu alandaki kararlılığının ve liderliğinin açık bir göstergesi olduğunu ifade eden Göktaş, Cumhurbaşkanı'nın bu ilanının, dünya kamuoyuna da net bir mesaj olduğunu dile getirdi.
Aileyi korumanın insanlığı korumak olduğunu belirten Göktaş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu on yıl boyunca, demografik dayanıklılığımızı güçlendirmek ve nesiller arası dayanışmayı artırmak için çalışacağız. Aile yapısını tehdit eden risklere karşı ortak çalışmalar geliştireceğiz. Aile değerlerinin yeniden inşasına yönelik kapsamlı küresel bir seferberliğe öncülük edeceğiz. Bizim güçlü bir toplumsal yapımız var. Güçlü bir nüfusumuz var. Nüfus, yalnızca sayıdan ibaret değildir. Nüfus aynı zamanda, bir ülkenin dinamizmi, üretim gücü ve geleceğe dair en büyük teminatıdır. Tarihimiz bize hep şunu gösterir. Güçlü bir devlet, ancak güçlü bir nüfus yapısıyla mümkündür. Bu nedenle, güçlü ve dinamik nüfusumuzu korumak, geleceğimizi güvence altına almak demektir. Aile kurumunu destekleyecek politikaları kararlılıkla uygulamak Türkiye’nin yarınlarını daha sağlam temeller üzerine inşa etmek demektir. Böylece, 'Güçlü Aile, Güçlü Toplum, Güçlü Türkiye' idealini gerçeğe dönüştüreceğiz."
Muhabir: Mücahit Türetken,Rüveyda Mina Meral