Dr. Aziz ARMUTLU

Tarih: 17.07.2025 00:52

LGS Tercih Süreci: Doğru Adım Doğru Gelecek

Facebook Twitter Linked-in

LGS Tercih Süreci: Doğru Adım Doğru Gelecek

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınav sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte öğrenciler ve aileler için heyecanlı ama bir o kadar da kritik bir dönem başladı: Tercih süreci. 

Bu süreçte yapılacak doğru ya da yanlış bir tercih, öğrencinin sadece lise hayatını değil, üniversite ve meslek yaşamını da doğrudan etkileyebilecek güçtedir. Bu nedenle, tercih süreci yalnızca puana bakılarak değil çocuğun ilgi, yetenek ve gelecekteki hedefleri dikkate alınarak profesyonel bir şekilde yürütülmelidir.

Eğitimde genel kabul gören anlayıştan hareketle her öğrencinin bireysel potansiyeli farklıdır. Kimi öğrenci sayısal alanlarda yetenekliyken kimisi sosyal bilimlere, sanata veya spor alanına eğilimlidir. Ancak ailelerin birçoğu bu farklılıkları göz ardı ederek “iyi lise” tanımını yalnızca başarı sıralamasına göre yapmaktadır. Oysa ki çocuğun ilgi duymadığı, uyum sağlayamayacağı bir okul ortamı; motivasyon kaybına, akademik başarısızlığa ve psikolojik sorunlara yol açabilir. Bu nedenle öğrencilerin ilgi alanları, kişilik yapısı, akademik durumu ve sosyal çevresi göz önünde bulundurularak tercih yapılmalıdır.

Tam da bu noktada uzman desteği büyük önem taşımaktadır. Rehber öğretmenler, psikolojik danışmanlar ve eğitim uzmanları, öğrencilerin güçlü yönlerini analiz ederek onlara uygun okul türlerini ve programları belirleyebilirler. Ayrıca mesleki yönelim testleriyle öğrencilerin ileride hangi alanlara yatkın olduklarını da tespit edilebilir. Bu süreçte ailelere, yalnızca duygusal kararlarla değil bilimsel ve profesyonel destekle yönetmelerini tavsiye ediyorum. 

Lise tercihleri yalnızca dört yıllık bir eğitim sürecini değil, aynı zamanda üniversiteye hazırlık aşamasını da kapsaması açısından son derece önemlidir. Öğrencinin gideceği lisenin sunduğu akademik olanaklar,  yabancı dil eğitimi, üniversite başarı oranı, sosyal etkinlikleri ve rehberlik hizmetleri de dikkate alınmalıdır. Aynı zamanda meslek liseleri, Anadolu liseleri, proje okulları gibi farklı lise türlerinin avantaj ve dezavantajları da iyi değerlendirilmelidir.

Öte yandan bu süreçte sadece öğrenciler değil, aileler de ciddi bir rehberliğe ihtiyaç duymaktadır. Ailelerin çocuklarının kararlarına saygı göstermesi, baskı kurmadan desteklemesi yani “Ben tercihlerimi farklı yapmıştım ama annem veya babam sonradan okul tercihlerini değiştirmiş” gibi öğrencinin hayatını etkileyebilecek seçeneklerin birlikte değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Çocuğun tercih sürecine aktif katılımı, öğrenim hayatında onu daha motive edeceği ve kendisine duyduğu güveni artıracağı değerlendirilmektedir. 

Unutulmamalıdır ki doğru tercih sadece bir okulun adıyla değil, o okulun çocuğa uygunluğu ile ilgilidir. Bu nedenle LGS sonrası tercih süreci, bir yarış değil; bir yön bulma süreci olarak görülmeli ve mutlaka alanında uzman kişilerin rehberliğinde yürütülmelidir. 

Geleceğin temelleri bu kararlarla atıldığından “doğru adım, doğru gelecek” anlamına geldiğini unutmayalım!

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-H1BEN5KZ8N