ÖMER LÜTFİ ERSÖZ


KANAYAN YARAMIZ KERBELA VE AŞÛRE GÜNÜ

KANAYAN YARAMIZ KERBELA VE AŞÛRE GÜNÜ


KANAYAN YARAMIZ KERBELA VE AŞÛRE GÜNÜ

     Kerbela, Ümmet-i Muhammed’in müşterek hüznü, kanayan yaralarından birisidir. Hz. Ali (r.a.)’ın 661 Yılında Haricilerden İbn-i Mülcem tarafından suikaste uğrayıp şehid edilmesinden sonra halifeliğe en büyük oğlu Hz. Hasan geçmiş, ihtilaflar sebebiyle kan dökülmesini önlemek amacıyla Muaviye ile barış anlaşması imzalamıştır. İmzalanan bu anlaşmaya göre Hz. Hasan Muaviye’nin adil bir yönetici olması ve kendisinden sonra hilafeti saltanat yönetimine çevirmeyerek istişarenin izlenmesi şartıyla halifeliği Muaviye’ye devretmeyi kabul etmiştir. Hz. Hasan’ın 670 Yılında vefatından sonra beni Haşim kabilesinin başına kardeşi Hz. Hüseyin geçmiştir. Hz. Hüseyin Abisi Hz. Hasan’ın Muaviye’ye Halifeliği devretmesi anlaşmasına sadakat göstermiştir. Ancak anlaşma şartlarına riayet edilmeyip istişare edilmeden Muaviye oğlu Yezid’i kendisinden sonra halife ilan etmiştir. Yezid’in halife ilan edilmesine Hz. Hüseyin karşı çıkmıştır. Hz. Hüseyin, Yezid’in adaletsiz, İslam dinini yaşama konusunda ciddiyetsiz, içki ve eğlenceye düşkün biri olduğunu, dolayısıyla Yezid’in Müslümanların başına Halife olarak getirilmesinin doğru olmadığını, hem de babadan oğula yöneticilik uygulamasına karşı olduğunu söyleyerek Yezid’e biat talebini reddetmiştir.

     Hz. Ali r.a. taraftarlarının da çok olduğu Kufe halkı Hz. Hüseyin’in halifeliğine biat ettiklerini destek vereceklerini haber vermeleri sonucu; Hz. Hüseyin 70-72 kişilik ailesi ve sevenleri ile birlikte yola çıkmıştır. Yezid’in Valisi İbn-i Ziyad 30 bin kişilik orduyu Hz. Hüseyin’in üzerine göndermiştir. Görüşmeler sonucu Irak’ı terk etmeleri istenmiş kabul görmeyince Bağdat’ın güney batısında bulunan Kerbela şehrinde kuşatıp, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in çok sevdiği torunu, ailesi ve sevenlerine sıcağın altında susuz kalmalarına rağmen su vermemişler savaşmaktan başka çare kalamayınca savaşmışlar ve sonucunda Hz. Hüseyin ve ailesinden, sevenlerinden birçok kişi Miladi 10 Ekim 680, Hicri 10 Muharrem 61 yılında şehit edilmişlerdir. Birçok hadiselerin cereyan ettiği aşûre günü, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in torunu Hz. Hüseyin (r.a.) ve çoğu Ehl-i Beyt’ten olmak üzere beraberindeki Müslümanların Kerbela da Zalimlerin Zulmüne maruz kalıp şehit edilmesinden dolayı içimiz acımakta, kanayan yaramız tazeliğini korumaktadır. Kerbela’yı doğru anlayıp oradan günümüze de dersler çıkarmalıyız. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s)’in torunu Hz. Hüseyin (r.a.) dedesi Hz. Muhammed (s.a.s.)’in yolunda yürüyen hakiki bir Mü’mindir.

     Hz. Hüseyin (r.a.); haksızlığın ve zulmün karşısında duran, hakkın, adaletin, vefanın, sadakatin kısacası Kur’an ve Sünnetin yoluna başını koyan haysiyetli bir Mü’mindir. Hz. Hüseyin (r.a.)’ı sevmek, Onun, uğruna can verdiği değerlere sahip çıkmayı gerektirir. Çünkü O’nun hayatı; şerefli ve asil bir duruşun mükemmel, muhteşem örneğidir. Günümüz Müslümanlarının çıkarması gereken ders ise; Hz. Hüseyin (r.a.)’ın İmanı, ahlâki v.b bütün güzel özelliklerine sahip çıkarak yaşamak olmalıdır. Ümmetin müşterek hüznü, kanayan yaramız ancak bu şekilde yaşayıp birlik ve beraberlik içinde kardeşliğe, rahmete dönüştürülebilir. Allah (c.c.) bütün Zalimleri kahretsin ve mazlumları muzaffer eylesin. Hz. Hüseyin (r.a.)’ı ve Ehl-i Beyt’i rahmetle yâd ediyorum. Hz. Hüseyin (r.a.) gibi her daim zulme, zalimlere boyun eğmeyip karşı çıkıp dik durup mücadele etmeliyiz. Hakkın, Adaletin ve barış’ın dünyada sağlanması, bütün mazlumların muzaffer olması için var gücümüzle çalışmalıyız. Rabbimiz, bütün Şehitlerimize rahmeti ile muamele eylesin. Mekânları cennet olsun. Aşûre günü, hem hüznün, hem de sevincin yaşanmasına vesile olan iki yönü vardır. Hz. Hüseyin’in şehit edilmesinden dolayı hüzün günü, Hz. Nuh a.s.’ın tufanı ile kâfirlerin helaki, İnananların kurtuluşları sonrası eldeki gıdalarla yaptıkları tatlı çorba ile şükür ettikleri, sevinç ve mutluluk günüdür.

     Aşûre; birlikteliğin, sevginin, bolluk, bereket, dayanışma ve paylaşmanın zirve yaptığı çok özel ve güzel bir gündür. Aşûre gününde Hz. Nuh (a.s.)’ın tufanı dinmiş, sonra yanlarında bulunan gıdalardan aşûre’yi yapmışlardır. Aşûre, güzel bir uygulama olarak günümüze kadar devam ettirilmiştir. 05 Temmuz Cumartesi, Muharrem ayının 10. günü olup aşûre günüdür. Bizlerde bu önemli günde manevi anlamda üzerimize düşün görevleri yapmalı, gerçek anlamda yardımlaşarak, aşûre çorbasını (tatlısını) yaparak ailemizle, komşularımızla, ihtiyaç sahipleri ile yemeli bu güzelliği unutturmamalıyız. Geçmişten günümüze hak, batıl mücadelesinde, hakkın, hakikatin ve adaletin yanında yer alanlar gibi bizlerde aynı inançla İslam kardeşliğimizi gerçek anlamda kavrayıp canlandırmaya çalışmalıyız. Medine’de aşûre günü oruç tutan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), Yahudilerin de oruç tuttuklarını gördü. (Niye oruç tutuyorsunuz?) diye sordu. Onlar da, (Allah’ın İsrail oğullarını düşmanından kurtardığı bir gündür, Musa bu günde oruç tuttuğu için) dediler. Resûlullah Efendimiz de, Müslümanların bugün oruç tutmalarının sebebini anlatmak için, (Ben Musa Aleyhisselama sizden daha layıkım) buyurdu. (Buhari, Müslim, Ebu Davud) Yahudilere benzememek için sadece onuncu günü değil öncesinde veya sonrasındaki günlerin de oruçlu geçirilmesi gerekir. Sadece onuncu günü oruç tutmak mekruhtur. Bu önemli günde ibadet ve taâtımızı artırmalıyız. İkramlarda bulunmalı ve en önemlisi sadaka, infak v.b. yardımlaşmamızı bu günlerde yoğunlaştırmalıyız. Bir vücudun azaları gibi olduğumuzu göstermeliyiz.

    Müslüman, bu önemli ay ve günlerin kıymetini bilmeli, fitne, fesat çıkarıp düşmanlık yapmak isteyenlere fırsat vermemelidir. Önemli olan kardeşlik, birlik ve beraberliği koruyabilmeliyiz. Allah (c.c.) âyet-i kerimelerde: “Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın.” (Ali İmran Sûresi âyet:103) “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz.” buyurmuştur.

     Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) hadis-i şeriflerinde "Müslüman Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez" (Buhari Mezalim 3), "Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi Mü'min kardeşi için de sevip arzu etmedikçe (gerçek anlamda) iman etmiş olamaz"(Buhari İmam 7) buyurmuştur. Muharrem ay’ı, Kur’an-ı Kerimde, kıymet verilen dört aydan biridir. Aşûre gününü tâzim etmek sünnettir. Bu güne aşûre denmesi, Muharrem ayının âşiri, yani onuncu günü olması ve başka bir rivayete göre de on Peygambere on Mucizenin ihsan edildiği için aşûre denmiştir. Kur’an ve Sünnete tabi olarak yaşayacağımız bir hayat, bizleri hem dünyada hem de ahirette gerçek anlamda kurtuluşa ve huzura erdirir. İslam ’a uygun hayat yaşayanlardan olmamız duâsı ile sıhhat ve afiyetler dilerim.   omerlutfiersoz@gmail.com

IPARD III Programı kapsamında 7. başvuru çağrı ilanı yayımlandı

Kuraklık riskine karşı hidroelektrik santrallerine "hibrit çözüm" önerisi

Borsada yılın ilk yarısında spor kulüplerinden sadece Fenerbahçe yatırımcısını sevindirdi

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde, gelecekteki zorluklara karşı iyi bir konumda olduklarını bildirdi

TMSF, İstikbal Mobilya ve Akfel Gaz Grubu Bütünlüğü'nü satışa çıkardı

Borsa güne yükselişle başladı

Küresel piyasalarda gözler ECB'nin Merkez Bankacılığı Forumu'na çevrildi

ABD Başkanı Trump'tan Japonya'ya tarife tehdidi

ABD Hazine Bakanı Bessent, bazı ülkeler için tarifelerin "2 Nisan" seviyelerine dönebileceğini söyledi

Borsa'dan 2 yılın en hızlı günlük yükselişi

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2

YAZARLAR