Dr. Aziz ARMUTLU

Tarih: 23.05.2025 00:35

Alıştığımız Şeylerin Kıymetini Bilmek

Facebook Twitter Linked-in

Alıştığımız Şeylerin Kıymetini Bilmek

İnsan doğası gereği sahip olduklarını kolayca kanıksar. Her sabah gözlerini açmak, bir bardak su içmek, sevdiklerinin sesini duymak ya da yürüyebilmek... Bunların hepsi hayatın içinde sıradanlaşmış gibi görünse de aslında paha biçilemez nimetlerdir. Ancak çoğu zaman bu nimetlerin değerini ancak kaybettiğimizde fark ederiz. Hâlbuki “Şükreden, şükrünü artırır” derler; biz de şükrettikçe hayata bakışımızı güzelleştirebiliriz.

Hz. Mevlana’nın şu sözü çok anlamlıdır: “İnsan, nimetin kadrini nimet elinden gidince anlar.” Evet, çoğu zaman sağlığın kıymetini hastalandığımızda, dostluğun değerini yalnız kaldığımızda, huzurun ne demek olduğunu da bir tartışmanın ortasında kavrarız. Oysa önemli olan sahip olduklarımız için kaybetmeden şükretmeyi öğrenmektir. Çünkü şükür, sadece bir teşekkür değil, aynı zamanda bilinçli bir farkındalık halidir.

Modern çağ, insanları hep daha fazlasını istemeye, daha çok tüketmeye ve elindekinden memnun olmamaya itmektedir. Sosyal medya ile gösterilen yapay hayatlar, insanların kendi hayatlarını değersiz görmesine neden olmaktadır. Oysa gerçek mutluluk, sahip olduklarımızı fark etmekle ve onların kıymetini bilmekle başlamaktadır. Çocuk edebiyatı yazarlarından Antoine de Saint-Exupéry, Küçük Prens adlı eserinde şöyle der: "Gerçekten görmek için yüreğinle bakmalısın. Gözler asıl olanı göremez." İşte biz de yüreğimizle bakmayı öğrenmeli, hayatın bize sunduğu güzelliklerin değerini görmeliyiz.

Bir fincan çayın sıcacık buğusunda huzur bulmak, akşam eve sağ salim varmak, dostlarla edilen sevgi dolu muhabbet... Bunlar sıradan değil, kutsal anlardır. Alıştığımız şeyler, aslında hayatımızın en kıymetli parçalarıdır. Ama alışmak, zamanla körleşmeyi de beraberinde getirir. "En büyük körlük, nimeti görememektir" derken aslında bu tehlikeye dikkat çekilmektedir.

Şükretmek; sadece dil ile değil, kalp ve davranışlarla da olur. Bir lokmayı paylaşmak, bir tebessümü çoğaltmak, sahip olduğun zamanı anlamlı geçirmek de şükürdür. Hz. Mevlana’nın dediği gibi: "Şükretmek, nimeti artırır; nankörlük ise mevcut olanı da yok eder."

Hayata bakış açımızda alıştığımız şeyler sıradan değil; hayatın bize sunduğu hediyelerdir. Gözümüz, kalbimiz ve zihnimizle şükretmeyi öğrenirsek hayatın anlamı derinleşir. 

Unutmayalım ki "Mutluluk, sahip olduklarının farkına varmakla başlar." 

Her gün bir nimet, her an bir lütuftur. Önemli olan bunları görüp kıymetini bilmektir.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-H1BEN5KZ8N