GAZZE’YE UMUT OL
Siyonist İsrail’in Gazze’de yaptığı tam anlamı ile vahşettir, eşkıyalıktır, soykırımdır ve zulümdür. Bu güne kadar yaptıkları Zulümlerin sonucunda hiçbir yaptırımın yapılmaması, Dünya Ülkeleri tarafından seyirci kalınmış olması, İsrail’i daha da cesaretlendirmiştir. Lanetli Siyonistler; Gazze deki Müslümanları dünyanın ikiyüzlü sahte bakışlı insanlarının gözleri önünde hiç çekinmeden vahşice öldürerek, gıda girişine izin vermeyerek, aç bırakarak zulümlerine devam etmektedirler.
Siyonist İsrail, emperyalist Amerika’nın desteğini aldığı için hiç çekinmeden topraklarını işgal ettiği Gazze’nin halkına kadın, çocuk, yaşlı, sivil diye ayırt etmeden yetmiş beş yılı aşkın bir süredir her türlü zulmü yapagelmiş, bugünlerde bu zulümlerini daha da artırmışlardır. Siyonist İsrail’in zulmü acilen durdurulmalı…
Bugüne kadar birçok ülkenin halkları hangi inançtan olurlarsa olsunlar tepkilerini göstermişler ve göstermeye devam etmektedirler. Türkiye’miz bu konuda öncülerdendir. Dünyanın birçok yerinde tepkiler verilmektedir. Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’da düzenlenen Filistin’e Destek Platformu’nu oluşturan sivil toplum kuruluşları; Siyonist İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü saldırılara ve ablukaya karşı dünya kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla “Gazze’ye Umut Ol” sloganıyla düzenlenen yürüyüşe çok yoğun katılım olmuştur. Her türlü maddi manevi destek verilmesi için yoğun gayretler gösterilmektedir. Öyle anlaşılıyor ki şımarık Siyonist İsrail, kınamaları, Birleşmiş Milletlerde alınan kararları hiç dikkate almamaktadır. Bu zalimler güçten anlarlar. Birleşmiş Milletlerin işe yaramadığı çok net görünüyor. İslam ülkelerinin korkusuz cesur Liderlerinin hiç değilse bir kaçı, bir araya gelerek meşru askeri müdahale seçeneğinin kaçınılmaz hale geldiğini, başka bir yol yöntem kalmadığını belirterek savaşa müdahil olmalıdır. On iki günlük İsrail-İran savaşında da gördük ki demir kubbe delinmez İsrail yenilmez ifadelerinin hakikatte koca bir yalan olduğu, çok rahat vurulup yok edilebileceği görülmüştür. Gelinen noktada askeri müdahaleden başka bir tercihte söz konusu değildir. Siyonist İsrail devleti eninde sonunda yenilecek, tarih sahnesinden silinecektir. Netanyahu ve ekibi savaş suçlusu olarak mutlaka cezalandırılacaktır. Başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti mutlaka ama mutlaka kurulacaktır. Dünyada artık sevgi, hoşgörü, adalet hâkim olsun. İnsanların yüzünde tebessüm, hayatlarında da huzur ve mutluluk olsun. Çocuklar, kadınlar, ihtiyarlar, siviller ölmesin.
Siyonist İsrail vahşetine insanlığın ve ülkelerin büyük çoğunluğu karşı çıkmaktadır. Bu birliktelik sonucu vahşet mutlaka durdurulacak, zalimlere hesap sorulacaktır. Ben bir fert olarak ne yapabilirim diyenlere; öncelikle İsrail mallarını alıp destek olma diyorum. Sonra Gazzeli mağdur kardeşlerimize maddi gücümüzün yettiği kadar maddi destek yapmalıyız. Bahsettiğim bu hususlar fiili duâdır. Fiili duâlarımızı yaptıktan sonra sözlü duâlarımızı da yaparak olumlu sonuçlar almaya çalışmalıyız. Zulmü duyurmak suretiyle de desteğimize devam etmeliyiz. Bu savaşa karşı çıkan devletlerin yöneticileri de mutlaka bir yolunu bulup Gazzeli mazlumlara silah yardımında bulunmalıdırlar. Eylül ayında Fransa’nın Gazze’yi tanıyacağını açıklaması güzel bir gelişmedir. Ayrıca İngiltere’nin İsrail’in insanların en temel hakları olan gıdaya erişimi engellemeye devam etmeleri halinde Gazze’yi tanıyacağını belirtmesi de çok önemli bir gelişmedir. ‘Esasında İslam Teşkilatı üyesi ülkeler, İki Milyarlık Müslümanlar tükürseler boğacakları Siyonist İsrail’den değil Allah (c.c.)’tan korkmalıdırlar. Gazze’ye karadan girip savaşamayan Siyonist alçaklar havadan çocuk, kadın, sivil demeden bombalamaktadır. Gazzeli kardeşlerimiz imkânsızlıklara rağmen dünyayı sömüren elindeki son model teknolojiyi sürekli olarak İsrail’e veren güçlere çarşı, Kassam Tugayları destanlar yazmıştır. Ellerinde bir de savaş uçağı ve hava savunma sistemleri olsaydı yedisinden yetmişine ölümü öldüren şehadete susamış mücahitler tek başlarına İsrail ve destekçilerini yerle bir ederdi. O günlerde yakın İnşâAllah.
Dünya’nın birçok yerinde yapılan zulüm, işkence, vahşet, kan, gözyaşı vb. olumsuzlukların hemen hemen büyük çoğunluğu Müslümanların yaşadıkları coğrafyalarda, Müslümanlara reva görülmektedir. Bu yaşanan olumsuzlukları görmemek için kör, duymamak için sağır ve anlamamak içinse akılsız olmak lâzım gelmektedir. Birlik ve beraberliği koruduğumuz sürece başarılı olmamız kaçınılmaz olacaktır. Riyakâr batı, Dünya’nın birçok yerinde zulümler yapmakta kendilerinin dışındakileri insan olarak bile görmemektedirler. Günümüz Müslümanlarının en çok ihtiyaç duydukları konulardan birisi, beklide en önemlisi, birlik ve beraberliktir. Birlik ve beraberlik ruhunu kaybeden toplumlar, ülkeler her şeylerini kaybetmek zorunda kalırlar. Fertleri birbirine düşmüş milletler, yok olup gitmeye mahkûmdurlar. Tarih bunun en büyük şahididir. Dinimiz İslâm, birlik, beraberlik, kardeşlik hukukunu emretmiş, fitne ve tefrikanın da son derecede tehlikeli olduğunu da açıkça belirtmiştir. Her birimiz elimizden gelen maddi ve manevi unsurlarımızı seferber ederek, Gazze’deki Siyonist İsrail işgalini durdurmak için çalışmalıyız
İslam ülkeleri, ne pahasına olursa olsun İsrail’e müdahil olmalı savaş durdurmalıdır. Aksi halde savaş bütün ülkelere teker teker gelecektir. Şunu unutmayalım ki; ‘zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur.’ Zulüm kimden gelirse gelsin, gücüne ve konumuna bakılmaksızın karşı konulmalıdır. Nice Zalim; Firavunlar, Nemrutlar, Ebu Cehiller gelip geçmişler hepsi de eninde sonunda belalarını bulmuşlardır. Şu unutulmamalıdır ki, Zulüm ile abad olanın ahiri berbat olur. Siyonist İsrail’in berbat olacağı günlerde yakındır inşâAllah.
Allah (c.c.); her birimize, hakkıyla, İslam kardeşliğine sarılmayı, birlik, beraberlik içinde zalimlere karşı gerekenleri yapıp mazlumların yüzlerinin güldüğü günleri en kısa sürede nasip eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.